Yabancıların ikamet izni alabilmesi için gereken minimum satış bedeli konusu gündemde büyük bir yer tutuyor. Yeni düzenlemeye göre, 16 Ekim 2023 tarihinden itibaren alınan tapu üzerindeki satış bedelinin, Merkez Bankası döviz satış kuru esas alınarak asgari 200 bin ABD Doları karşılığı Türk Lirası olması gerekiyor. Bu kural, özellikle yabancıların Alanya'da mülk edinme isteklerini ciddi şekilde zorlaştırıyor.
‘YENİ DÜZENLEME SEKTÖRÜ OLUMSUZ ETKİLEYECEK’
Yabancılar için ikamet danışmanlığı yapan Gültekin Özgen, bu yeni düzenlemeyi sert bir dille eleştirdi. Özgen, önceki sistemdeki satış bedelinin belirli bir miktarda artacağını beklediklerini ancak bu rakamların afaki olduğunu, inşaat maliyet bedeline dayalı bir satışın daha mantıklı olduğunu dile getirdi. Yeni düzenlemenin inşaat ve emlak sektörünü ciddi bir şekilde olumsuz etkileyeceğini ve özellikle Alanya’nın 1+1 çöplüğüne dönüşebileceğini bu noktada da birçok projenin tehlikeye girdiğini belirten, Özgen, “Konuyla ilgi uzmanlarla yapmış olduğum görüşmede Alanya’daki 1+1 dailerin yüzde 90’ınına bu bedelle rapor yazamayacaklarını belirttiklerini öğrendim” dedi.
‘İNŞAAT PROJELERİ TEHLİKEDE’
Özgen, bu yeni kuralın, ayrıca emlakçılar için de büyük bir sorun yaratığını ifade etti. Birçok yabancının mülk edinme işlemlerini emlakçılar aracılığıyla gerçekleştirdiğini ve projeden yapılan satışların iptal edildiğini belirten Özgen, bunun ise emlakçılarla inşaatçıları karşı getireceğini belirtti. Emlakçıların yanı sıra inşaat sektörünün bu yeni düzenlemelerden oldukça fazla etkileneceğini söyleyen Özgen, “Birçok inşaat projesi de yabancı yatırımcılar tarafından finanse ediliyor. Bu projelerdeki satışlar yüksek enflasyona bağlı maliyet artışlarından zaten olumsuz etkilenmişken birde bu yasa ile satışlar bitme noktasına geldi” diye konuştu.
‘MÜLK EDİNME İSTEĞİ ENGELLENECEK’
Tüm bu endişelerle birlikte, bu yeni düzenlemelerin yabancıların Alanya gibi turistik bölgelerde mülk edinme isteğini ciddi şekilde engelleyebileceği belirten Özgen şunları söyledi; “Emlak ve inşaat sektörü olumsuz etkilenecek. Buna bağlı birçok proje durma riskiyle karşı karşıya kalacak. Buna bağlı olarak alt gruplarda, kalıpçı, sıvacı, fayansçı gibi sektörlerde ciddi bağlamda etkilenecek ve ciddi bir işsizlik ortaya çıkacak. Yerel yönetimler ve sivil toplum kuruluşlarının bu konuyu yakından takip ettiğini ve muhtemel değişiklikler için çözüm arayışı içinde olduklarını düşünmek istiyorum. Aksi taktirde tüm işletmelerin zora gireceği bir çok firmanın iflas edeceğini düşünmek bile istemiyorum.”
