Dalış Eğitmeni ve Su Altı Belgeseli Yapımcısı Ferit Altürk, Alanya’nın dalış turizmindeki önemine dair Alanya Posta Medya’ya açıklamalarda bulundu. Alanya’nın Türkiye’de Kaş’tan sonra ki en iyi dalış noktalarına sahip olduğunu belirterek, “Dalış turizmi Türkiye ve dünyada popüler bir turizm şekli. Genellikle bütçesi yüksek ve zengin turistlerin ilgi odağı. Alanya ise bu turizm için önemli olanaklara sahip bir yer Türkiye'de Kaş'tan sonra en iyi dalış noktaları Alanya'da bulunuyor” dedi.

‘DOĞAYI TEMİZ TUTMAK HEPİMİZİN GÖREVİ’

Dalış turizminin gelişmesi için çevresel faktörlerin de geliştirilmesi gerektiğini dile getiren Altürk, denizlerin temiz olmasının çok önemli olduğunu vurgulayarak “Bu turizm dalış turizmi yapan işletmelerin yanı sıra yerel yönetimlerin ve hükümetin çevresel faktörleri geliştirmesiyle daha da gelişebilir. Denizlerin temiz olması çok önemlidir. Deniz kirliliği, atılan çöpler ve atıklarla insan kaynaklıdır. Denizlerimizi kirletmemeliyiz. Dalış turizmi için önemli tedbirler alınmalıdır. Bunlar, yerel yönetimlerin ve hükümetin ciddi önlemler almasıyla mümkündür. İlk olarak çevremizi kirletmemeliyiz. Herkesin atıklarını doğru şekilde atmaya özen göstermesi gerekmektedir. İkinci olarak, arıtma tesisleri düzgün bir şekilde çalıştırılmalıdır. Kanalizasyon sularının arıtıldıktan sonra temiz bir şekilde denize verilmesi gerekmektedir. Bu tesislerin elektrik maliyetleri yüksek olsa da, denizlerimizin kirletilmesini engellemek için tam kapasiteyle çalıştırılmalıdır” açıklamasında bulundu.

AK PARTİ MİLLETVEKİLİ, ALKÜ ZİYARETİNDE AK PARTİ MİLLETVEKİLİ, ALKÜ ZİYARETİNDE

‘ALANYA ÖNEMLİ DALIŞ NOKTALARINA SAHİP’

Alanya'nın birçok popüler dalış noktasına sahip olduğunu da paylaşan Altürk, “Alanya, birçok popüler dalış noktasına sahiptir. Özellikle kale etrafında bulunan noktalar çok güzeldir. Rambo mağarası gibi özel noktalar da mevcuttur. Bu mağaraya su altından girilir ve içinde hava olduğu bir bölüme çıkılır. Bunun yanı sıra tünel ve fosforlu mağara gibi farklı özelliklere sahip noktalar da vardır” diye konuştu.

‘GÜNLÜK 500 İLA 1000 DALIŞ YAPILIYOR’

Dalış turizminin ekonomik olarak Alanya turizminine büyük bir katkı sağladığına dikkat çeken Altürk, Turistlerin harcadığı paranın, bölge ekonomisine geri döndüğünü ve bu nedenle dalış turizminin desteklenmesi gerektiğini ifade etti. Altürk açıklamasında Alanya’da on iki dalış merkezi bulunduğunu söyleyerek, “Bu merkezlerde yoğun sezonda günlük beş yüz ila bin dalış yapılmaktadır. Dalış, pahalı bir spor olduğu için turistler için cazip bir seçenek olabilir. Türkiye'de dalış ücretleri diğer ülkelere göre daha uygun olduğundan tercih edilebilir. Turistlere ekstra malzeme ve öğle yemeği de sunulmaktadır. Almanya, Norveç, Danimarka, İsveç, İngiltere gibi ülkelerden gelen turistler genellikle profesyonel dalış için gelmektedir. Bu turistler genellikle bir hafta boyunca sadece dalış yapmaktadır. Bu turizmin artması temennimizdir. Dalış okullarımız dünya standartlarına uygun hizmet vermektedir. Ekipmanlar ve eğitim malzemeleri yeterli düzeydedir. Güvenli dalışlar yapılmaktadır. Son birkaç yılda herhangi bir kaza yaşanmadı ve umarım yaşanmaz” ifadelerinde bulundu.

‘DESTEKLENİLMESİ GEREKİYOR’

Son olarak, Altürk, herkesin üzerine düşen en önemli şeyin çevreyi, denizi ve temizliği korumak olduğunu vurgulayarak, sözlerini şu şekilde noktaladı; “Denizi temiz tutmalıyız ve doğayı korumalıyız. Doğayı temiz tuttuğumuz sürece turistlerin buraya gelmeleriyle ekonomik olarak kazanç sağlarız. Turistlerin harcadığı para, yol yapımı, elektrik gibi hizmetlere dönüşür. Bu da bize geri döner. Sadece birkaç kişinin para kazanması düşüncesiyle hareket etmemeliyiz. Bu kişilerin kazandığı paranın vergisi de bize döner. Dolayısıyla, desteklenmeleri gerekmektedir. Özel imkanlarıyla yurt dışında çalışan dalış okullarımız ve fuarlara katılarak profesyonel müşteriler getiren okullarımız var. Bu okullara biraz daha öncelik tanınabilir. Fuar giderleri gibi avantajlar veya ülke olarak destek sağlanabilir. Bunların desteklenmesi önemlidir. Ancak, herkesin üzerine düşen en önemli şey çevreyi ve denizi korumaktır.”

Editör: Kerim Toksöz