Kerim TOKSÖZ yazdı: Türk siyasetinde bazı kurarlar değişmeli. Siyasi partilerin Genel Başkanları kendilerini yenilemeli. Seçim dönemlerinde Ankara'dan yazdıkları listeleri bir kenara bırakıp, parti tabanına, 'Kimi aday gösterelim' diyerek bir ön seçim yaptırmalı. Tepeden inen isimleri, 'Ben yazdıysam o illaki Milletvekili olacak' diye partisinin tabanına diretmemeli. Liderler değil parti tabanı kimi istiyorsa o Ankara'ya Milletvekili olarak gitmedi. Bir insan, bir başka şehirde yaşayıp, başka bir şehirden de aday gösterilmemeli. Çünkü tepeden inme adaylar her zaman memleketlerine yarar değil zarar veriyor. Alanya'da her zaman ithal aday olup, Milletvekili seçilenlerin faydasını değil zararını gördük dersek yanlış söylemiş olmayız. Bir siyasi partinin tabanı, aday olacak ismi seçmiyorsa, o partinin tabanı kabul etmiyorsa, vatandaş da o ismi kabul etmez. Alanya'nın ekmeğini yemeyen, suyunu içmeyen, havasını teneffüs etmeyen bir ismi 2015 yılında aday gösterdiler, ne bir projeyi inşa ettirdi, ne de bir vatandaşın sorununu çözdü. Akrabaları Alanyalı diye İstanbul'da bir insanı getirip Alanya'dan seçtirmek hem parti tabanına, hem de sokaktaki vatandaşa haksızlıktır. Burada partisi için ter döken pırıl pırıl insanlar varken, Sena Nur Çelik'i aday gösterip, Milletvekili kimliğine kavuşturdular ama her zaman bunun acısını Alanya'daki insanlar çekti ve çekiyor da. Tat kızın dilinden halası anlarsa Alanyalının dilinden de Alanya'da yaşayan insanlar anlar. 2015'in Nisan ayına kadar kimsenin tanımadığı, kimseyi de tanımayan Sena Nur Çelik'i aday yapıp, ona Milletvekilliği kimliği kazandıran insanlar, bugün Alanya'nın hangi sorunu var biliyorlar mı? 2015 yılında peynir ekmek gibi kartvizit dağıtıp, 'Beni istediğiniz zaman arayabilirsiniz. Sorununuz olduğu zaman gecenin 3'ünde bile çekinmeden arayın' diyen Sena Nur Çelik bugün vatandaşların telefonuna bile bakmıyor, bakma zahmetinde bulunmuyor. Telefonlara bakmamasını hoşgörü ile karşılayabiliriz ama 2015 yılının Nisan ayından buyana Alanyalılara verdiği hangi projeyi inşa ettirdi? Kendi eş, dost ve akrabalarının dışında kaç tane gariban ailenin çocuğuna iş ve aş imkanı sağladı? Hangi vatandaşın derdine çare üretti, sorununa derman oldu? Bir seçim döneminde Alanya'ya gelip, aradan 3-5 ay geçtikten sonra yeniden Alanya'ya gelen Sena Nur Çelik, sadece bir kaç ailenin dışında başka aileleri neden ziyaret etmiyor, ettirilmiyor? Çünkü Sena Nur Çelik, parti tabanının onay verdiği, sokaktaki seçmenin de seçtiği bir Milletvekili olsaydı bugün bambaşka bir siyasetçi olurdu. Ankara'nın hazırladığı listeye verilen oylar sonucu Milletvekili seçildiğini Sena Nur Çelik de çok iyi biliyor. Ben bu seçim sistemine itiraz ediyorum. Bu sistem değişmeli. Bir siyasi partinin Milletvekili veya Belediye Başkan Adayı'nı Ankara'da liderler değil, o İl ve İlçe'deki parti tabanı seçmeli, seçmen de tercihini sandıkta ona göre yapmalı. Bu sistem değişmezse ithal adayı seçer, Ankara'dan hizmet gelecek mi diye çok bekleriz. Telefonlara bakmamalarını bir kenara bırakıp, Ankara bizim sorunumuzu ne zaman çözecek diye kendi kendimize sorar dururuz.