Antalya'da eğlence mekanında güvenlik müdürü Hakan Çopuroğlu'nu (39) öldürmekten tutuklu yargılanan 4 sanığın, cinayet sonrası arkadaşlarının evine giderek viski içtikleri ortaya çıktı. Hakan Çopuroğlu'nun eşi Şeyda Çopuroğlu, "Eşimi öldürdükten sonra viskiyle kutlama yapmışlar" diye tepki gösterdi. Olay, geçen yıl 8 Eylül'de saat 04.30 sıralarında meydana geldi. Kemer'de bir eğlence mekanının güvenlik müdürlüğünü yapan 2 çocuk babası Hakan Çopuroğlu, Muratpaşa ilçesi Şirinyalı Mahallesi'ndeki gece kulübünün otoparkında, aralarında husumet bulunan grupla tartıştı. Tartışmanın kavgaya dönüşmesi üzerine gruptaki bir kişi, yanındaki pompalı tüfekle Çopuroğlu'na ateş etti. Başından vurulan Hakan Çopuroğlu, olay yerinde yaşamını yitirdi. Cinayetin ardından şüphelilerden 5'i, Antalya kent merkezindeki adreslerinde, 4'ü ise Belek turizm bölgesinde yakalandı. Şüpheliler S.U., A.K., Y.T., B.Ş. ve B.Y. savcılık sorgularının ardından serbest bırakılırken, Cemal Kamil Taşdelen, Oğuzcan Cırık, Hasan Ekşi ve Halil Sarıkaya tutuklanma istemiyle Nöbetçi Sulh Ceza Hakimliğine çıkarıldı. Taşdelen ve Cırık 'kasten öldürme', Ekşi 'kasten öldürmeye azmettirme', Sarıkaya ise 'kasten öldürmeye yardım' suçlarından tutuklandı. İddianamede, şüphelilerden Halil Sarıkaya'nın, Hakan Çopuroğlu'nun çalıştığı kulüpte çiçek satarken Çopuroğlu tarafından kovulunca aralarında husumet başladığı belirtildi. Tarafların daha sonra başka bir gece kulübünde karşılaştıkları, burada sahnedeki şarkıcıya şampanya gönderilip 'Halil Sarıkaya'dan Hakan Çopuroğlu'na gelsin' anonsu sonrasında başlayan gerginliğin, Çopuroğlu'nun öldürülmesiyle sonuçlandığı kaydedildi. DAVA BAŞLADI Antalya 7'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen ilk duruşmaya, haklarında ağırlaştırılmış ömür boyu hapis istenen Cemal Kamil Taşdelen, Oğuzcan Cırık, Hasan Ekşi ve Halil Sarıkaya ile öldürülen Hakan Çopuroğlu'nun eşi Şeyda Çopuroğlu ve ağabeyi Taner Hüsamettin Çopuroğlu ile taraf avukatları katıldı. 'Kasten öldürmeye azmettirme' suçlamasıyla hakim karşısına çıkan Hasan Ekşi savunmasında, ölen Hakan Çopuroğlu'nu 20 yıldır tanıdığını belirterek, "Olay günü, Hakan Çopuroğlu ile aramızda hiçbir sorun olmadı. Eğlence merkezinde otururken Hakan Çopuroğlu'nun yanında oturanlardan biri yanımıza gelerek mekanı 5 dakika içerisinde terk etmemizi istedi. Ben durumu işletme sahibine bildirdim ve masamız değiştirildi. Daha sonra mekandan ayrıldık. Ayrılırken bile Hakan Çopuroğlu veya başkasıyla tartışmadık" dedi. İlerleyen saatlerde Hakan Çopuroğlu ile ortak tanıdıkları birini arabulucu olması için devreye soktuklarını ve aynı mekana tekrar gittiklerini öne süren Hasan Ekşi, "Hakan Çopuroğlu dışarıdaydı. Ortak arkadaşımız rahmetli ile konuşurken, 'Arkamdan gelmeyin' dediğim halde Halil Sarıkaya, Oğuzcan Cırık ve Cemal Kamil Taşdelen de yanımıza geldi. Rahmetli bunları görünce ortak arkadaşımıza dönerek ağır sözler sarf etti. Hatta ortak arkadaşımız onun ağzını kapatmaya çalıştı. Sonrasında Cemal ve Oğuzcan, Hakan Çopuroğlu'na yönelince, rahmetli de silahını çekti. Onların ayaklarına doğru ateş etmeye başladı. Ben Cemal'in tüfekle ateş ettiği ve Oğuzcan'ın da sopa ile vurduğu anı görmedim. Ben öldürme amaçlı olay yerine gitmedim" diye konuştu. Sanık Hasan Ekşi, Halil Sarıkaya adını vererek şampanya söylediğini, ancak 'Halil Sarıkaya'dan Hakan Çopuroğlu'na gelsin' şeklinde anons yaptırmadığını, böyle bir anonsun yapılması halinde mutlaka duyacağını da sözlerine ekledi. Sanık Halil Sarıkaya da savunmasında, Hasan Ekşi'nin anlattıklarına katıldığını belirterek, "Hasan Ekşi beni azmettirmedi. Ben maktulün gece kulübünde çiçek satıyordum. Beni hırsızlıkla suçladı ve yanından ayrıldım. Benim açımdan konu kapanmıştı. Ayrıca benim olayla bir ilgim yoktur" ifadelerini kullandı. Sanık Cemal Kamil Taşdelen ise olay sırasında Hakan Çopuroğlu'nun yanına gelerek, küfrettiğini ileri sürerek, "Maktul küfürlü konuşmaya devam edince ben de tüfekle üzerine doğru gittim. O sırada Oğuzcan da sopa ile hareketlendi. Maktul bu sırada silahını çekti ve ayağıma doğru iki el ateş etti. Bir tanesi ayağıma isabet etti. Ben de maktulün ayağına doğru ateş ettim. Oğuzcan da sopayla kafasına doğru hamle yaptı. Ben de o sırada maktulün omzuna doğru hamle yaparak, bir el daha ateş ettim. Maktul o sırada yere düştü. Elinde silahı olduğu için bir el de ayaklarına doğru ateş ettim. Daha sonra oradan uzaklaştık. Tüfeği de Lara Güzeloluk Mahallesi'nde A.K.'ye ait bir seradaki küvetin altına sakladım. Benim öldürme kastım yoktu" dedi. Sanık Oğuzcan Cırık da Hakan Çopuroğlu'nun küfürlü konuşmasından sonra olay çıktığını öne sürerek, "Ben sopa ile maktulün üzerine yürürken o da silahla ayaklarıma doğru ateş etti. Ben sopa ile hamle yaptım, kolunu sıyırdı. O sırada Hakan Çopuroğlu yere düştü. Olayın paniği ile sopayla maktulün omzuna doğru bir defa vurdum. Sonra arabaya binip Güzeloluk Mahallesi'nde A.K.'nin evine gittik" diye konuştu. Duruşmada tutuksuz yargılanan A.K. de olaydan sonra diğer sanıkların Güzeloluk Mahallesi'nde kendisine ait eve gittiklerini belirterek, "Oğuzcan beni aradı ve Hasan abisinin viski istediğini söyledi. Ben de bir şişe viski aldım ve eve gittim. Sabah da Hasan, Oğuzcan, Halil ve Cemal evden ayrıldılar" dedi. 'EŞİMİ ÖLDÜRDÜKTEN SONRA VİSKİYLE KUTLAMA YAPMIŞLAR' Hakan Çopuroğlu'nun eşi Şeyda Çopuroğlu ise sanıklardan Halil Sarıkaya'yı tanıdığını ve 3,5 yıl evlerinde kaldığını belirterek, şunları söyledi: Sanık Halil eşime daha önce de ölüm tehdidinde bulunmuştu. Hatta 2017 Eylül ayı içerisinde Halil yanında adamlarıyla evimize gelecekmiş. Ancak sanık üzerindeki silahla polise yakalanmıştır. Sanık Hasan'ı da uzun yıllar tanırım. Eşim ile arası çok iyiydi. Hasan; Halil ve eşim arasındaki ilişkiyi gayet iyi bilmektedir. Oğuzcan isimli sanığı tanımam. Sanık Cemal'i de eşimin İstanbul'daki dostlarının yanında şoför olarak çalışmasından tanırım. Bana göre olayın asıl failleri Hasan ile Halil'dir. Diğer sanıkları da kullanmışlardır. Eşimi öldürdükten sonra viskiyle kutlama yapmışlar." Olayın meydana geldiği eğlence mekanının işletmecisi Y.A. da duruşmada tanık olarak dinlendi. Y.A., "Bir ara sahnedeki sanatçıya 'Halil Sarıkaya'dan Hakan'a' şeklinde anons geçildi. Şampanya gönderilmiş. Gönderen de Hasan Ekşi'dir. Daha sonra maktul de garsonlara içeride Halil'in olup olmadığını sormuş. Ben de maktulün yanına giderek Halil'in olmadığını, Hasan Ekşi ile A.K.'nin olduğunu söyledim" dedi. Mahkeme heyeti, sanıkların tutukluluğunun devamına karar vererek, eksiklerin giderilmesi için duruşmayı erteledi.